Ben olsam belgesel çalışması için Sinop'u seçerdim çünkü Sinop doğal bir liman olup ilk yerleşmesi tunç çağında başlamış MÖ 7.yy'da Helen Kolonisi olarak kurulan Sinop Antil Çağ'da Karadenizin en önemli kenti olmuştur. Helenistik ve Pers kültürünü birleştirmek isteyen Pontusun başkenti olmuş, Antik Çağdan beri parlak ve yoğun ticari kültürel yaşantıya sahip olan Sinop, bu niteliğini Doğu Roma imparatorluğu, Candaroğulları, Büyül Selçuklu İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu yönetimlerinde de sürdürmüştür. İklim özellikleri iç içe geçmiştir.
Mevsimler
arası sıcaklık farkı çok olmayıp Karadeniz iklim tipi egemendir. Sürekli esen
rüzgarlar şehirde etkili olmaktadır. Her mevsim yağış gözükür tarihi ve kendine
has doğal güzellikleriyle küçük şirin bir ildir.
Sinop merkez şehri orta Karadeniz'de en uç kısımda yer alır.
BAZALT KAYALIKLARI
Boyabat’a 15 km uzaklıkta Kurusaray köyü civarında Fındıklık mevkiindedir.
Birbirine yakın 3 vadide yer alan Bazalt
Kayalardan oluşan sütunların özelliği 4 – 5 – 6 köşeli oluşlarıdır.
Sütunların yüksekliği 30-40 m
civarındadır.
Jeolojik
oluşumu ile ilgili Maden Tetkik Araştırma Enstitüsü ve 9 Eylül Üniversitesi
tarafından yapılan araştırma ve çalışmalar sonucunda genç döneme ait yaklaşık
3-5 milyon yıllık geçmiş olduğu ortaya çıkmıştır.
Bazalt; magmadan volkan patlamaları yoluyla yeryüzüne çıkan bir lav
kayacı. Genelde koyu kırmızı ve siyahımsı renkte. Volkandan ergimiş haldeyken
çıktığında, akışkanlığıyla yayılıp gitmiş. Bu nedenle yeryüzünün birçok bir çok yerinde, ve de Türkiye’de, geniş
‘’bazalt tabakaları’’ ya da ‘’bazalt yaylaları’’ oluşmuştur. Bu örtü, zamanla
üst üste yığılarak, 5-10 ile 100m. Arasındaki kalınlıklara ulaşmış.
Soğuma ve gerilmenin etkisi açıkça
görülüyor
Magmadan çıkan erimiş lav halindeki bazalt akıntısının alt
ve üst kısımları, soğuma ve basıncın etkisiyle farklı biçimler
alır.Özellikle soğuma çabuk gerçekleştiğinden ortaya çıkan büzülmenin
etkisiyle bir gerilme ve donma ortaya çıkar.Bu etki de bazalt sütunlarını
oluşturan iç çatlamaları meydana getirilir.
Gerilme ve ani
soğumanın etkisiyle donan bazalt lavı, dikey biçimde çatlamaya başlar.Bu
çatlaklar daha sonra seyretmeye doyamadığımız prizmatik sütunların kendine özgü
biçimlerine dönüşür.Lav kütlesi de ne denli homojen ise prizmalar o denli
düzgün biçimlenir.
Devasa boyutlarındaki doğal estetik
Fındıklı
Çağlayan çevresindeki bazalt sütunlarının, gerek yükseklik gerekse
kesintisiz olarak alışılmışın dışındaki boyutları, eşsiz doğal anıtı, Türkiye
adına korunması gereken jeolojik bir miras haline getiriyor.
Yaşama konaklık eden lavlar
Bazalt sütunları
volkanizma hareketleriyle yerin altından, magmadan ergimiş halde
geldiklerinden içlerinde bir yaşam biçimi ve izi taşımazlar: Ama yaşam
milyonlarca yıl sonra bile bu kayaçların yakasına yapışabiliyor.
Türkiye'de tek bir yerde bulunmakadır ve dünyada çok nadir görülür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder